Stuff

Janset, 2 dakikalık web dizisiyle dönüyor

“Back up hizmeti veren sıra dışı bir ofis, türlü türlü dertlerle arayan tuhaf insanlar ve bu çağrıları yanıtlayan operatör Ayşe’nin girdiği ilginç diyaloglar…”

Geçtiğimiz günlerde bu cümlelerle tanımlanan bir web dizisinin teaser’ı yayınlandı. Yakında yayın hayatına başlayacak olan ve her bölümü sadece 2 dakika sürecek Hayal Dünyası’nı, dizinin başrol oyuncusu Janset Paçal‘a sorduk. Cevapları aşağıda bulabilirsiniz ama önce dizinin teaser’ı:

 

 

Dizinin yürütücü yapımcısı Okan Oflaz, senaryo direktörü Aylin Doğan, senaryo yazarı Erkan Uzdur, yönetmeni Bilal Eroğlu. Orijinal müzik ve ses tasarımı ise Tarkan Gözübüyük‘e ait. Geri kalanını Janset’ten dinleyelim:

Hayal Dünyası nasıl bir proje? Kısaca bahsedebilir misiniz?

Hikayemiz, telefonla arayarak günlük işlerinizi hallettirebildiğiniz bir back-up servisinde çalışan Ayşe’nin başından geçenleri anlatıyor. Ayşe’nin patronu Murat (Arın Kuşaksızoğlu), iş arkadaşları Rüya (Bennur Duyucu) ve Şenol (Gökhan Malik Şahin) hikayenin diğer önemli kahramanları fakat ekranda görünmüyorlar. Bir de telefonla arayan müşterileri canlandıran oyuncular var. Onlar da sadece sesleriyle oynuyorlar. Anlayacağınız ekranda sadece ben görünsem de ve bölümler sadece ikişer dakika olsa da sahne arkasında, mutfakta çok emek var.

Yıllarca pek çok başarılı televizyon yapımında gördük sizi. 2 dakikalık bir internet dizisinde rol alma fikri nasıl ortaya çıktı?

Bu projenin hem ilginç hem güzel bir hikayesi var aslında. Yaklaşık 6 sene önce dizi setlerindeki çalışma şartlarından rahatsız olarak, dizi yapmamaya karar verdim. Bu süreçte Oyuncular Sendikası ve telif örgütü BİROY’u kurmak için meslektaşlarımızla birlikte çalıştık. Şu anda da hala BİROY Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimi sürdürüyorum. 3 yıl önce televizyon haricinde dizi projesinin nasıl olabileceğine dair düşünmeye başladım. İnternette bir dizi yapma fikri oluştu kafamda ve Hayal Dünyası projesini tasarladım. Bulduğunuz fikir güzel olsa da uygulamada istenen sonuç alınamayabiliyor, bu yüzden projeyi kağıda dökebileceğim iyi bir senarist aramaya başladım. Konuyu anlatarak danıştığım arkadaşım İpek Müldür, kalemini çok sevdiği ve kafa olarak da çok iyi anlaşacağımızı düşündüğü sevgili Aylin Doğan‘ı tavsiye etti. Aylin’i aradım ve projemi anlattım, proje Aylin’in de çok hoşuna gitti ve senaryosu üzerinde çalışmaya başladık. 4-5 bölüm yazdığında, kağıt üzerinde de aktığını gördük. Ve fakat bu sırada Aylin’e bir televizyon dizisi için teklif geldi ve onu yazmaya başladı. Benim de hem acelem olmadığı için hem de yoğun bir şekilde Oyuncular Sendikası ve BİROY çalışmaları devam ettiği için projeyi rafa kaldırdım.

Sekiz ay önce başarılı yapımcı Okan Oflaz beni aradı. Aylin Doğan ile birlikte ana akım medyaya alternatif işler yapmak için “Lotus Film İstanbul” şirketini kurduklarını ve projeyi hayata geçirmek istediklerini söyledi. Ve hiç oyalanmadan üzerinde çalışmaya başladık.

İnternet dizisi yıllardır hayali kurulan bir şeydi ama uzun soluklu işler izleyemedik. Bunun nedeni ne olabilir sizce?

İnternet dünyası televizyon gibi değil. Çok ilginç istatistiksel gerçekleri var, bunu gözardı ederek “bizde böyle” diyemiyorsunuz. Mesela 1 dakika 59 saniye civarında olan videolar çok daha fazla izleniyor. 2 dakika ve üzeri, internet dünyasında uzun bir süre. Dolayısıyla projenizi buna göre tasarlamanız gerekiyor. İnternet başında vakit geçiren insanların daha ziyade gençler olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak onların heyecan, hız, zeka ve zevkine göre bir proje tasarlamanız gerekiyor. Bana daha önce internet projeleri geliyordu ancak televizyon dizileri gibi tasarlanmış işlerdi. Süreleri belki 20 dakika civarıydı; internette 20 dakika çok uzun bir süre ve seyirciden böyle bir zaman istiyorsanız çok iddialı olmanız gerekiyor ki size o süreyi versinler.

İnternetin televizyona göre avantajları neler?

 

Öncelikle özgürsünüz. Her bakımdan. İçerik olarak mesela; kendi prensipleriniz ve çizginiz doğrultusunda istediğiniz şekilde dile getirebiliyorsunuz. “Bu bölüme şu kadar reklam almamız lazım, o yüzden 120 dakika çekmek zorundasınız” diye baskı da uygulanmıyor. Ticari şartlarınıza uygun her firma ile anlaşma yapabiliyorsunuz. Seyredilir olmanız önemli elbette ama televizyonda uygulanan rating sistemi gibi değil, bir nebze daha rahat. Ayrıca istatistikler gösteriyor ki insanların ekrana bakma süresi televizyon için yüzde 28 iken, bilgisayar, tablet ve akıllı telefon için yüzde 71.

Bu diziyle neler hedefliyorsunuz? Kimlere hitap ediyor, kimlerin mutlaka izlemesi gerekiyor?

Bu çalışma şartları devam ettiği sürece televizyonda dizi yapmama kararı almış bir oyuncu olarak, bu projenin internet üzerinden izlenmesi benim için ayrı bir önem taşıyor. Zaten televizyona alternatif bir durumu var internetin ve biz de internette vakit geçiren insanların alternatif projeler bulabilmelerini istiyoruz. Bizim için de alternatif bir sahne. Özellikle “şu kesim” diye bir ayrımımız yok. Bilgisayar kullanabilen, internet karşısında vakit geçiren herkesin seyredebileceği eğlenceli bir proje yapıyoruz. Tanıtımını dizinin yayınlanacağı Dailymotion’a koyduktan sonra çok kısa bir sürede büyük oranda seyredilmesi, dikkat çekmesi ve olumlu bir beklentiye girilmiş olması bizi çok mutlu etti. Diliyorum ki bu beklentiyi karşılar ve seyredene hoş dakikalar yaşatabiliriz.