Çin’den dijital barış çağrısı

Çin hükümeti, siber saldırıları engellemek için uluslararası düzenlemelerin yapılmasını istiyor

Çin, New York Times ve Wall Street Journal gibi medya kuruluşları ve Amerika’daki bazı devlet kurumlarına yapılan siber saldırıların kaynağı olmakla suçlanmıştı.

İran’ın nükleer santrallerine 2010 yılında saldıran Stuxnet solucanının ortaya çıkarılması ile birlikte siber casusluk ve saldırılar gündemde ciddi yer almaya başlamıştı. Bu saldırının kaynağı resmen ortaya çıkarılmasa da Amerika ve İsrail merkezli olduğu yönünde bir yargı da oluşmuştu.

İnternet güvenliği konusunda çalışan şirketler ve uzmanlar, hükümetler tarafından, en azından himaye edilen, siber savaş ve casusluk aktivitelerinin bir sonunun geleceğine ihtimal vermiyor.

Çin hükümeti bu fikri paylaşmıyor olacak ki Dışişleri Bakanı Yang Jiechi batılı sitelere ve ağlara yöneltilen saldırılarla ordularının bir bağlantısı olmadığını tekrarladı ve siber savaş kışkırtıcılığı yerine, bu tarz saldırıları engellemek için işbirliği ile yeni düzenlemeler yapılması çağrısında bulundu.

Şangay’a kadar izi sürülen saldırılar var
Yang, Çin tarafından bu suçlamalarla ilgili bir açıklama yapan en yetkili isim. Amerikan hedeflerine düzenlenen saldırıların bazılarının izleri Şangay’daki bir IP adresine kadar sürülmüştü. Yang bu raporların dünya genelinde kamuoyunun dikkatini çektiğini kabul etmesine rağmen bu açıklamaların çok da sağlam zeminlere dayanmadığı iddiasında bulunmayı da ihmal etmedi.

Aynı açıklamada hükümetlerin interneti yeni bir savaş alanına çevirmekten kaçınmaları gerektiğini ve sanal ortamın başka ülkelerin içişlerine bir müdahale aracı olarak kullanmamalarının sağlanması için işbirliğine gitmeyi teklif etti.

Dubai’den bir sonuç çıkmamıştı
Bunun gibi açıklamalar farklı ülkelerin farklı seviyelerdeki yetkililerinden daha önce gelmişti ve gelmeye de devam edecektir. İnandırıcı olma noktasında ise elimizde, geçen yıl Dubai’deki internet düzenlemeleriyle ilgili toplantılar var. Bu toplantılar, Birleşmiş Milletler’in internet üzerinde gereğinden fazla kontrol sahibi olacağını düşünen ülkelerin tepkileri sonucu başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu ülkelerin çoğunun nükleer silahlara karşı dururken aynı anda sahibi olduklarını unutmadan bu konuya bakmakta fayda var.